Diş eti hastalıkları kalp sağlığını nasıl tehdit ediyor?

Prof. Dr. Birkan Taha Özkan, periodontitis hastalığının dünya genelinde yaygın olduğunu ve dünya nüfusunun yaklaşık %10’unu etkilediğini belirtti. Periodontitisin, en yaygın altıncı hastalık olarak kabul edildiğini vurgulayan Özkan, 2024 yılında yapılan son bilimsel çalışmaların, ağız içinde 500 farklı mikroorganizma bulunduğunu ve bu durumun diş eti hastalıkları ile kalp-damar hastalıkları arasında doğrudan bir bağlantı oluşturduğunu gösterdiğini ifade etti.

41 farklı çalışmanın değerlendirildiği kapsamlı bir analizde, diş eti hastalığı olan bireylerde kalp hastalığı riskinin %2,2 ila %4,42 oranında arttığı, felç riskinin ise %1,4 ila %2,88 daha yüksek olduğu raporlandı.

KALP DAMAR SERTLİĞİ GELİŞEREK KALP HASTALIKLARINI VE PERİODONTİTİSİ TETİKLEYEBİLİR

Periodontitisin kalp-damar hastalıklarına yol açmasının birkaç farklı mekanizma üzerinden gerçekleştiğini belirten Prof. Dr. Birkan Taha Özkan, şu açıklamalarda bulundu:

*”Bakterilerin kan dolaşımına karışması, diş etlerindeki iltihaplanma sonucu gerçekleşebilir. Özellikle Porphyromonas gingivalis ve Tannerella forsythia gibi bakteriler, kalp damarlarında iltihaplanmaya ve ateroskleroz (damar sertliği) oluşumuna yol açarak kalp krizi veya felç riskini artırabilir. Ayrıca, periodontal hastalık vücudun bağışıklık sistemini sürekli olarak tetikleyerek kronik inflamasyona neden olur. Bu durum, damar sertleşmesini hızlandırarak yüksek tansiyon, inme, kalp krizi ve kalp yetmezliği gibi ciddi sağlık problemlerine yol açabilir.

İnsülin direncinin artışı da bu sürece katkıda bulunur. Kronik inflamasyon, enflamatuvar sitokinler, TNF-Alfa ve IL-1Beta gibi maddelerin artışına sebep olarak bağışıklık sistemini zayıflatır ve insülin direncini artırır. Bu süreç, hem kalp-damar hastalıklarını hem de periodontitisin ilerlemesini tetikleyebilir.

Diş eti çekilmesi, çene kemiği erimesi ve diş kaybı yaşayan bireylerde kalp hastalığı riskinin daha yüksek olduğu gözlemlenmiştir. Diş eti kaybı, beslenme dengesizliklerine neden olarak metabolizmayı ve dolaşım sistemini olumsuz etkileyebilir.”*

PERİODONTİTİSİN 8 BELİRTİSİNE DİKKAT

Prof. Dr. Birkan Taha Özkan, periodontitisin erken teşhisi için şu belirtilere dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı:

  1. Sürekli diş eti kanaması
  2. Diş etlerinde şişlik, kızarıklık ve morarma
  3. Diş eti çekilmeleri
  4. Geçmeyen ağız kokusu
  5. Dişlerde sallanma
  6. Sıkça taş ve plak oluşumu
  7. Çiğneme sırasında dişlerde ve çene kemiğinde güçsüzlük
  8. Dişler arasındaki aralıkların artması

Bu belirtilerden biri veya birkaçı görüldüğünde vakit kaybetmeden bir diş hekimine, periodontologa veya çene cerrahına başvurulması gerektiğini belirtti.

“CERRAHİ KÜRETAJ OPERASYONU İLE TEDAVİSİ MÜMKÜNDÜR”

Periodontitis tedavisinde erken teşhisin önemine değinen Prof. Dr. Özkan, tedavi süreci hakkında şunları söyledi:

*”Ağız ve diş sağlığını korumak, sadece dişleri değil, tüm vücudu korumaktır. İleri diş eti hastalığı olan periodontitisin erken teşhisi ve kişiye özel detaylı tedavisi büyük önem taşır. Periodontitise yol açan bakteriler, yalnızca dişetine ve çene kemiğine değil, diş köklerinin tüm yüzeylerine yapışarak ciddi iltihabi dokular oluşturur. Bu kötü dokuların tamamen temizlenmesi gerekir.

Başlangıç tedavisinde diş taşı temizliği, diş eti altındaki gizli diş taşlarının uzaklaştırılması ve kök yüzey düzleştirme işlemleri uygulanır. Daha ileri vakalarda, açık veya kapalı cerrahi küretaj operasyonları ile çene kemiği ve diş kök yüzeylerine yapışık kötü dokular temizlenebilir. Bu sayede çene kemiği erimesi durdurulabilir, diş eti iltihabı kontrol altına alınabilir ve diş kaybının önüne geçilebilir.

İleri cerrahi tedaviler kapsamında diş eti sağlığı sağlandıktan sonra çene kemiği güçlendirme ve çekilen diş etinin eski haline getirilmesi için yönlendirilmiş doku rejenerasyonu (GTR) veya yönlendirilmiş kemik rejenerasyonu (GBR) operasyonları uygulanabilir.”*

“GÜZEL BİR GÜLÜMSEME, AYNI ZAMANDA SAĞLIKLI BİR KALP DEMEKTİR”

Son olarak Prof. Dr. Birkan Taha Özkan, ağız ve diş sağlığının genel sağlık üzerindeki önemine dikkat çekerek şunları söyledi:

“Birçoğumuz kalp krizinden korkuyor, sağlıklı beslenmeye ve spor yapmaya özen gösteriyoruz ancak ağız ve diş sağlığımıza yeterince dikkat etmiyoruz. Oysa ağız, vücudun giriş kapısıdır. Ağızda başlayan bir enfeksiyon, kan yoluyla kalbe ulaşabilir ve hayatı tehdit edebilir. Sağlıklı dişler, diş eti ve çene kemiği yalnızca estetik bir gülümseme değil, aynı zamanda sağlıklı bir kalp anlamına gelir.”

Related Posts

Kalp krizi geçirirken öksürmek sağlıklı mı?

Adana’da Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Çağlar Emre Çağlıyan, kalp krizi geçirirken öksürmenin hayat kurtardığına yönelik halk arasındaki inanışın son dönemde sosyal medyada çokça yayıldığını, bu durumun insan hayatını olumsuz etkileyecek bir manipülasyon olduğunu söyledi.

Sebze meyvedeki pestisiti yok eden Japon taktiği! Evdeki 2 malzeme yetiyor

İlkbaharın taptaze çilekleri, parlak renkleri ve iştah açıcı görünümleriyle sofralarımıza gelir. Ancak bu lezzetli meyvede gizlenen pestisitler sağlığımız için bir tehdit oluşturabilir. Bu aşamada, sadece su altında durulayarak yapılan temizlik yetersiz kalabiliyor. İşte Japonların sırrı.

CHP’li Barut: Sağlık Bakanı aklımızla alay ediyor

CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut, “Sağlık hizmetinde dünyanın sayılı ülkelerinden biriyiz” diyen Sağlık Bakanı Memişoğlu’nu sağlıkta yaşanan sorunları tek tek sıralayarak sert sözlerle eleştirdi.

İnsanların seks sırasında hayatını kaybetmelerinin yaygın 6 nedeni!

Dünya üzerinde yapılan çeşitli araştırmalarda seks sırasında ölmenin 6 nedeni belirlendi.

TVHB Başkanı Eroğlu: ‘Veteriner hekimlere sağlıkta şiddet kapsamında yer verilmelidir’

TVHB Başkanı Eroğlu: “Sağlıkta şiddet kapsamında veteriner hekimlerin yer almasını talep ediyoruz” ANKARA – Türk Veteriner Hekimleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Ali Eroğlu, 26 Nisan Dünya Veteriner Hekimler Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada …

Metanol Salgını Farkındalık Sempozyumu İstanbul’da Gerçekleştirildi

İstanbul Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi, Oslo Üniversitesi, Emory Üniversitesi ve Orta Doğu ve Kuzey Afrika Klinik Toksikoloji Derneği (MENATOX) işbirliğiyle “Metanol Salgını Farkındalık Sempozyumu” gerçekleştirildi. İstanbul Medipol …