ABD’de bazı ulusal güvenlik yetkililerinin Signal adlı platformun ortak mesaj grubunda Yemen’e yönelik saldırı planlarını konuşurken sohbete “yanlışlıkla”
“Yanlışlıkla” ya da “kazayla” olmuş süsü verilen nice bilgilendirmeye tanık olduk yıllarca. Resmi olarak açıklanması istenmeyen kimi bilgilerin bu yolla iletildiği kimse için sır değil. Bu son olayda, öyle midir bilinmez elbette ama, ortaya saçılan bilgilerin sanki birilerinin kulağına gitmesi istenmiş gibi.
Sohbete “yanlışlıkla” davet edilen gazeteci The Atlantic dergisinden Jeffrey Goldberg. Eklendiği grupta Başkan Yardımcısı JD Vance ile Savunma Bakanı Pete Hegseth de var. Bir gazeteci için nimet aslında bu. Goldberg bu sayede ABD’nin Yemen’e yönelik saldırıları için silah paketleri, hedefler ile zamanlama da dahil olmak üzere gizli askeri planları bombaların patlamasından iki saat önce gördü söylediğine göre. “Operasyona katılan Amerikan servis çalışanlarının hayatlarını tehlikeye atabileceğine inandığım bilgileri dağıtıyorlardı” diyor Goldberg.
Gerçekten ortada bir yanlışlık mı var yoksa bu da bir PR çalışması mı? Temsilciler Meclisi Başkanı Cumhuriyetçi Mike Johnson’un dediğini okuyunca pek de “yanlışlıkla” olmuş gibi gelmedi bana. Bir de sohbete “yanlışlıkla” davet edilen Golderbg’in ABD yönetimi tarafından hiç de sevilmeyen bir gazeteci oluşu iyice arttırıyor kuşkularımı. Çünkü oradaki konuşmaları yayma fırsatını kaçırmayacak bir muhalif aynı zamanda Goldberg. ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, Goldberg’i “hilekar, son derece itibarsız” bir gazeteci olarak eleştiriyor ayrıca.
Nasıl olursa olsun son yılların en tuhaf askeri isithbarat ihlallerinden biri bu. Goldberg başlangıçta sohbetteki mesajların bir aldatmaca olup olmadığını merak etmiş, ta ki dört gün sonra, 15 Mart Cumartesi günü bir süpermarketin otoparkında otururken Signal’in bir saldırıyla ilgili mesajlarını izleyene kadar. Yemen’le ilgili güncellemeler için X’i kontrol ettiğinde, başkent Sanaa’daki patlama haberlerini görünce şaşkına döndüğünü yazan Goldberg’in bildirdiğine göre, saldırılarla ilgili yazışmalar sırasında bir noktada “JD Vance” adlı hesap Trump’la aynı fikirde değilmiş gibi görünüyormuş.
Vance adlı hesap 14 Mart günü saat 8:15 sularında “Başkan’ın bunun şu anda Avrupa’ya ilişkin mesajıyla ne kadar tutarsız olduğunun farkında olduğundan emin değilim” diye yazmış. Belli ki Vance ile Trump her konuda aynı görüşü savunuyor değiller. Bunun ortaya çıkmasının Vance’a puan kazandırdığı ortada. Ama Vance’ın Sözcüsü William Martin BBC’ye yaptığı açıklamada, başkan yardımcısının “bu yönetimin dış politikasını açık bir şekilde desteklediğini” söylemek zorunda kaldı.
Ulusal Güvenlik Konseyi de Goldberg’in Atlantic’teki konuyla ilgili makalesinin büyük bölümünü doğruladı. Konsey Sözcüsü de yine BBC’ye “Şu anda, makalede sözü edilen mesaj dizisinin gerçek olduğu görülüyor. Zincire yanlışlıkla bir numaranın nasıl eklendiğini gözden geçiriyoruz” dedi.
“Sızan” mesajlarda ABD’li yetkililerin Avrupa’ya ateş püskürdükleri de görülüyor. Sohbettekiler Avrupa’nın ABD’nin kilit nakliye yollarını koruması için ödeme yapma potansiyelini tartışmışlar bir de. Vance adlı hesabın, saldırıların, bu nakliye yollarına olan bağımlılıkları nedeniyle Avrupalıların yararına olacağından yakınarak “Avrupa’yı tekrar kurtarmaktan nefret ediyorum” dediği de görülüyor.
Hem ABD yönetiminin planlarının hem de ABD’li yetkililerin Avrupa’ya duydukları nefretin “yanlışlıkla” sızdırılacağına inananlardan değilim ben.
Avrupa duysun istemişler işte neler düşündüklerini.
